Yetmiş altı yaşındaki Usta sanatçı ahşap oymacısı, seksenlerin ve altmışların siyasi olaylarında aktif rol oynayan; Nevzat ÖZBAY Hayatını, ahşap oymacılığına adamıştır.
Hilal ACAR | 13.01.2024
ANKARA
KÖKEN KAFKASYA OLUNCA AT VAZGEÇİLMEZ OLUYOR..
Altmış sekiz kuşağı nevzat Özbay. 1946 yılının nisan ayında doğdu. Doğduğu yıllar ikinci dünya savaşının bittiği yıllar, ikinci dünya savaşının yarattığı sorunları yaşayarak büyüdü. Pınarbaşı kasabına Bağlı Kazancık da Sivasa daha yakın olan köyde doğmuştur nevzat özbay. İlk okulu biraz köyde biraz şarkışla da okudu. Yaz tatillerini köyde geçirirdi. Tarımla ve atlar ile çok fazla uğraştığından ötürü ‘’at uzmanıyım da köken Kafkasya olunca at vazgeçilmezdir yani.’’ dedi
Liseyi bitirince Kayseri ortamından kurtulmak için İstanbul a gitmiştir nevzat özbay. Üniversite sınavlarına girmiş yüksek Puanlar almıştır. İstanbul üniversitesi fen edebiyat fakültesine kaydolmuştur.
‘’ Tarih bölümüne girdim çünkü Türkiye deki anlatılan tarihler çok saçma sapan işte herkes hain herkes suçlu… işte böyle ortamlarda büyüdüm ben. Dil tarih bölümünde de altmış dokuz yılında eylemler başlattık okul işgalleri derken kitle sözcülüğü yaptım yasa dışına düştüm.
sonra mühendisliğe başladım tekrar ayrıca mühendisimde ben. Tarihi eser resterosyanlığı da yaptım sürekli çalıştım ben . Şu anda yaptığım gibi uzun yıllardır Ankara da ağaç oyma sanatını yapmaktayım. Eğitimlerde veriyorum. ‘’
AİLENİN YEDİNCİ ÇOCUĞUYUM BEN.
Babası Cumhuriyetin ilk eğiticilerinden. latin alfabesi kabul edilince göreve çağrılmış. ‘’Ailem felsefi anlamda da yaşam anlamında da iyi bir müslüman aileydi ama aynı zamanda da demokrattı. Babamın aldığı eğitimlerden dolayıda çocuklarını okutmak istiyordu.’’ Ailenin yedinci çocuğu olan nevzat Özbay on kardeş olduklarını söyledi. Annesi ev hanımıydı. Bir evlilik yapmış bir oğlu var. Oğlu İstanbul da mimarlık yapmakta. Eşi ile uzun yıllardır görüşmediklerini söyledi.
BOŞ ZAMANLARIMDA GENÇLER İLE BOL BOL SOHBET EDER, ONLARA YAŞADIKLARIMI ANLATIRIM..
‘’Kitap çok okurum , yazı yazarım şiir yazarım ama genelde Türkiye ile ilgili yaşadıklarımı uluslararası emperyal politikanın hatalarını sonuçlarını nasıl bir dünya olması gerektiğini hümanist dünyaya ulaşan insanlar nasıl engelleniyor aktarmaya çalışıyorum. Türk sanat ve halk müziği çok dinlerim arkadaşlarım la çorba içer sohbet ederiz. Çocuklara yaptığım eserleri anlatırım gençler ile bol bol sohbet eder onlara yaşadıklarımı anlatırım.’’
EŞİM BANA ÇOK GÜÇ VERDİ…
cezaevine girmeden önce eşi ile tanışan Nevzay Özbay;’’ hanım arkadaşım vardı ,ben o zaman tek ayakta kalmış yasa dışı örgütün tek sorumlusuydum. Ben yakalandım onun sicili daha hafifti sonra cezaevinde iken de bekledi beni dışarda olanları da ulaştırdı bana. çok güç verdi bana…
CEZAEVİNDE İKİ YIL KALDIM.
Siyasi faaliyetlerden ötürü ceza evine giren Nevzat özbay İstanbul üniversitesinin militan kurucusuydu. ‘’Bir matbaam vardı direniş için sürekli yasa dışı basımlarda bulunduk, gerek altmış dokuz yılı olsun gerek seksen olsun bu yıllarda çok aktiftim. Deniz gezmiş ile eylemlerde beraberdik.’’Bunun gibi daha bir çok yasa dışı siyasi suçu bulunan nevzat Özbay iki yıl cezaevinde kaldı.
NEVZAT ÖZBAY’IN BABASI VE DENİZ GEZMİŞİN BABASI ARKADAŞTI.
Nenzat Özbay ve deniz gezmiş aynı okulda okumuşlardı. Nevzat Özbay yedinci sınıfken deniz gezmiş üçüncü sınıfa gidiyordu. Babaları çok yakın iki arkadaştı. ‘’dil tarih son sınıftayken ankara da kurulda karşılaştık. aynı heycanları yaşadık tabi bi o değil, Cumhuriyet devrimlerinin yarım kaldığını düşünüyorduk. Üniversite yıllarında hâlâ gurur duyduğum arkadaşlarımla beraber mücadele ettik. Deniz Gezmiş’e, halk bu tarz devrimlere hazır değil demiştim. Görüş ayrılığımız vardı ama eylemlerde omuz omuza olabiliyorduk.’’ O dönem örgütlü yapılar içerisinde kurulan oluşumlarda yer almamıştı nevzat özbay. Kimisinin demokrat ama ürkek, kimisininse gençliğin verdiği dinamizmi öne çıkaran tavırlarla çok keskin davrandıklarını düşünüyordu. Zaman zaman bir araya deniz gezmiş ile bir araya geliyorlardı ama kalıcı birliktelik oluşturamadılar.
‘’EN BÜYÜK HAYALİM İNSAN OLARAK KALMAK’’
– ‘’Günlük politakları eleştirebiliyorum yaptığım işlerle mesela insanlığın tarihini heykele çevirdim. insanlık nereye gidiyor böcekleşme çağı adını koydum günümüze bunun böyle olmaması için yani hümanist bir dünya için neler yapmalı yani bu görüşlerimi heykele çevirmeye çalışıyorum yani herşeye eleştirel yaklaşmak gerekiyor yani tabi bende her şeye eleştirel yaklaşıyorum’’ dedi
HAYALİNDEKİ MESLEK SUBAY OLMAK.
– Köyde jandarmanın işkencelerine şahit olan nevzat Özbay askerlikte Türkçe öğrenmeden askere götürülen bazı insanlar tanıdı. Türkçe konuşmayı bilmedikleri için çerkes kürt bazı insanlar Türkçe konuşmayı bilmedikleri için Türkçe verilen talimatları anlamadıkları için işkenceye alınıp sakat bırakılan insanlar şahit olmuş. Nevzat Özbay ‘’demiştim ki subay olacağım kimseye işkence yaptırtmayacağım‘’ Orta okulda böyle düşünen nevzat Özbay sonra mümkün olmadığını anlamış.
Her tür kitap okuyan nevzat Özbay felsefe çoğunlukla olmasının yanı sıra sosyolojı siyaset ve tarih daha çok okuduğunu söyledi. Stephan hawkingden Robert Merton a Robert Mertondan Platona kadar geniş okuma alanı olduğunu da belirtti. ‘’bunu da söylemek isterim, aşık Veysel ile tanışma fırsatım oldu hatta aşık Veysel ile platonu benzetirim ve bir eserim bile vardır ikisinin suratlarını aynı kütüğe işlemiştim.’’
AHŞAP OYMACILIĞINA BAŞLAMASINDA DAYISININ ONA ALDIĞI TAY ÖNCÜLÜK ETMİŞTİR.
Nevzat Özbay küçükken dayısı ona tay hediye etmişti yılkı sürüsünün içindeyken de kurtlar kapmış, tayını parçalamıştı bundan çok etkilenen ustamız kurtları vurup yok etmek için yay ok yapmaya başlamış. ’’ neyle yapacaksın ağaçla, hatta bana bunu sorduklarında gülerek ben ilkel atalarımın ayak izlerini takip ederim diyorum.’’ Tamamen kendi kendine öğrenmeye çalışan nevzat Özbay babasının bir çok aleti olması ona kolaylık sağlamış. Metriste gördüğü işkencelerden sonra ellerini kullanamayan nevzat Özbay a felç gelmişti. Bunu bir şekilde atlatması gerektiğini düşünüyordu. ‘’Bende kütüğü oyarak başladım gittikçe geliştim ve düzeldim tahmini 11 yıldır bu işi yapmaktayım önceden evimde tutardım tüm eserlerimi daha sonra arkadaşım sergi açmamı istedi. Sergi de çok fazla talep görünce çevremin isteği ile atölye kurdum eğitim olsun kurslar olsun derken bugünlere geldik.’’
‘’ ÇERKEZSİN, O ZAMAN OTUR YERİNE HAİN!!!’’
– ‘’Lise deydik tarih hocam çerkes ethemi anlatıyordu. Şöyle dedi ‘bu ülkede Rumlar ,Ermeniler ,Çerkezler ,Kürtler yaşadığı sürece bu ülke iflah olmaz’ gibi bir cümle dedi ben buna inkar ettim hala daha çok net hatırlarım dedim bu saydığınız insanlar ülke nüfusunun yarısı sizin Sibirya nız mı var ki sürgün edeceksiniz dedim daha sonra bana nereli olduğumu söyledim bana ‘Çerkezsin o zaman otur yerine hain’ dedi bana bu beni çıldırttı hala daha onu yaşıyorum. Hiç ihanet etmedim ne kendi toplumuma ne de başka bir topluma. Ben bunların yanlış olduğuna doğruları illaki öğreneceğime inanıyordum bu nedenle dil tarih bölümüne kaydımı yaptırdım. ‘’
Babasının saatli maarif takviminin arkasını okur, ondan başka kimse okuyamazdı. Bir gün yine okurken peygamberimizin bir sözüne denk gelmişti. ‘ Haksızlık karşısında susan yalnız ve ancak dilsiz şeytandır ’ bu cümle Nevzat Özbay’ı belirlemiş hala daha belirlediğini bahsediyor. Unutamadığı bir diğer anısı ise;
Okula daha başlamamıştı bir kadın komşusu vardı yaşı belirsizlerden. Türkçeyi de çok iyi bilmeyen. konuştuğu dili de nevzat Özbay anlamazmış. bir gün kapıya gelip ‘’Senin çocuk benim tavuğumun bacağını kırdı diyerek söylenmiş. annesinin azarlamasından ne söylediğini anlamış. ‘’oysaki ben öyle bir şey yapmamıştım. Annem ona inandı bana inanmadı, yemin ettiysem de bana inanmadı. Bu onurumu zedeledi çaresiz kaldım evden kaçtım. Tabi tek bildiğim yer dayımların köyü, ben giderken hava karardı korku başladı bi arpa tarlasının içine yatmışım sonra beni amcam buldu söz aldım eve gitmeyeceğim diye 15 gün eve götüremediler. Daha sonra danaları kim çevirecek , buzaları kim besleyecek aile ekonomisinin bana ihtiyacı olduğu için o sorumlulukla tekrar eve dönmüştüm. ‘’