“Bütün gençler ülkeyi terk etmek istiyor.” Lübnan’daki ekonomik çöküş ve siyasi boşluk, kitlesel göçün cezbediciliğini arttırıyor.
Franceinfo: Ülke eşi benzeri görülmemiş bir ekonomik ve sosyal krizle boğuşmakta. Öyle ki bu kriz, Dünya Bankasına göre 19. yüzyıldan bu yana dünyada yaşanan en kötü krizlerden bir tanesi.
Franceinfo’da yer alan habere göre, Lübnanlıların üçte ikisi yoksullaştı ve para birimi on katından fazla değer kaybına uğradı. Elektrik ve yakıt eksiklikleri ise artmakta. 27 Eylül’de beklenen okulların açılışı, son dakika kararıyla ileri bir tarihe ertelendi. Söz konusu karar, pazar gecesi Milli Eğitim Bakanı tarafından alındı. Öğrencilerin sıralarına olası dönüşü, erteleme kararı öncesinde bir karmaşa yaratmıştı. Okul ücretlerini ve kırtasiye malzemelerini karşılayacak gücü bulunmayan ebeveynler, tam takır kuru bakır okullar ve okulların açılması hâlinde bir grev öngören öğretmenler bu karmaşanın temel elemanlarıydı. Beyrut’ta bir lisede İngilizce öğretmeni olan Diana Zein, bu durumu şu sözlerle anlatıyor: “Elektriğimiz yok, benzinimiz yok, o hâlde okula gidilemez. Hiçbir şeyi olmayan okullar mevcut. Ne ders kitapları var ne sırt çantaları. İnsanlar nasıl ödesin? Onlar, tıpkı bizler gibi, aç olan vatandaşlar. Bu üzücü.”
Aynı hüzün taksi şoförü Mohamed tarafından da paylaşılıyor. İki çocuğunun eğitim masraflarını karşılayabilmek için sürekli çalışmak zorunda olan Mohamed bu durumu şu sözlerle anlatıyor: “Fiyatlar artmaktan başka bir şey yapmıyor: gıda, giyim, okul… Benzin bulmak için altı veya yedi saat sırada bekliyorum. Yorgunum, öfkeliyim. Fakat bir ailem var ve çocuklarımı yetiştirmem gerekiyor. Bu çok zor.”
“Çocuklarıma gerekli olanı, eğitimlerini sağlamak için yirmi dört saatin yirmi dördünde de çalışmak zorundayım” Mohamed, Beyrut’ta taksi şoförü, Francinfo ile konuşmasından.
Durum bazıları için öyle komplike hâle geldi ki eğitim dönemleri Lübnan’dan çok uzakta gerçekleşecek. Beyrut Havalimanı’nda, 21 yaşındaki öğrenci Ghadi, Fransa uçuşuna hazır. Toplamda 60 kilogram ağırlığında üç valiziyle bu tek yönlü uçuşu Paris’teki üniversitesine doğru: “Hakikaten de bir savaşım içerisindeyiz. Burada üniversiteye gitmek istesem toplu taşıma dahi yok. Ders çalışmak istesem bilgisayarımı dahi değiştiremem. Artık burada hiçbir şey yapamayız. Stresliyim, üzgünüm fakat aynı zamanda geleceğim için sevinçliyim. Başka bir şansım yok: bütün gençler Lübnan’ı terk etmek istiyor!”
“BURADA ARTIK BİR YAŞAM MÜMKÜN DEĞİL”
Ghadi tek örnek değil. Orta sınıf gerçekten de ülkeden kayboluyor. Son iki yılda doktorların %40’ı ülkeden ayrıldı. Bu göç, her ne kadar zor da olsa imkânı olmayanların da önceliği hâline gelmiş durumda. 47 yaşındaki tesisatçı Talal, pasaport çıkarmak için sabaha karşı dörtte yetkili binanın önünde sıraya giriyor. Üç çocuğu ile birlikte Türkiye’ye gelecek ve ancak bir ay yetecek miktarda paraya sahip: “Çalışsam bile kazandığım ücret ailemi doyurmayacak. Çocuklarımın okulunu ödeyemiyorum. Bitti. Lübnan’da artık yaşam yok. Arabamı, telefonumu ve mobilyalarımı uçak biletlerini ödeyebilmek adına sattım. Türkiye’ye gitmek için $1000 ödedim. Türkiye burası kadar pahalı değil. Güvenlik, elektrik, benzin, doğalgaz mevcut. Fiyatlar buradaki gibi her hafta artmıyor. Bilinmeyene doğru yol alıyorum fakat sadece buradan ayrılmak istiyorum.”
“İç savaşın en kötü zamanında dahi bu denli psikolojik bir felaket olmamıştı.”
Günlük hayattaki gerilim bariz. Yok yere kavgalar çıkıyor ve bu kavgalar kimi zaman silahlı çatışmaya yahut mezhepsel tartışmalara evrilebiliyor. Bütün bunlara karşın, isyan edecek gücü kalmamış Lübnanlılar da var. Beyrut’ta psikiyatr olan Elio Sassine, bütün sosyal sınıflar ve bütün yaş gruplarında boy gösteren ciddi bir akıl sağlığı, ruh hâli ve anksiyete problemi salgınından bahsediyor: “İnsanlar bıkkın ve kırgın, herkes bunu söylüyor.”
Bu durum aynı zamanda 13 aylık siyasi boşluğun ardından partilerin niçin yeni bir hükumet kurmaya, ülkenin çöküşünü durdurmaya ve yurt dışından yardım almaya karar verdiklerini de açıklamakta.
Çevirmenin Dipnotu: Türkiye’nin ekonomik verileri de alarm vermekte. Dünya enflasyon sıralamasında 12. sıradayız*. Bizden daha düşük enflasyon oranına sahip olan ülkelerden bazıları şunlar: Güney Sudan, Haiti, Burundi, Guyana… Sıralamada üstümüzde yer alan ülkelerden bazıları ise şu şekilde: Sudan, Surinam, Zimbabve, Zambiya, Lübnan… Lübnan’ın yaşamakta olduğu sancıların bazıları şimdiden Türkiye’de de gözlemlenebiliyor. Bunun en bariz örneklerinden biri 18-29 yaş grubu arasında yapılan bir araştırmanın** sonuçlarıyla açığa çıkmakta: gençlerin yüzde 76’sı daha iyi bir gelecek için yurt dışında yaşamak istiyor. Dolayısıyla, geri dönüşü zor bir yola girmeden Lübnan’ın adımları doğru okunmalı ve gerekli değişim sağlanmalı. Aksi hâlde, Lübnan örneği, neler yaşanabileceğinin bir fragmanı niteliğinde.
Gökalp PAYANDA